Çağla Tuğaltay, 15 yaşında lise öğrencisi olan bir genç kızdı. 5 Haziran 2000 tarihinde, İstanbul Fulya’daki evinde, okuldan döndükten sonra yalnız olduğu sırada kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından ağabeyinin odasında boğazı kesilerek öldürüldü.
ÇAĞLA TUĞALTAY CİNAYETİ
Olayın yaşandığı gün, Çağla’nın annesi Gülnur Tuğaltay doktor randevusunda olduğu için kızına ulaşamayınca evin yedek anahtarının bulunduğu komşusunu arayarak evine bakmasını istedi. Komşu, eve girdiğinde Çağla’nın cansız bedenini buldu ve apartmanda büyük bir panik yaşandı. Olayın ardından yapılan incelemelerde tecavüz süsü verilmesine rağmen tecavüz bugusuna ve hırsızlık izine rastlanmadı ancak katil, ellerini mutfakta yıkamıştı ve kapıda zorlanma izi yoktu. Kapıda zorlama olmaması ve Çağla Tuğaltay’ın bağırıp yardım istememesi cinayetin tanıdık bir kişi tarafından işlendiği düşüncesini kuvvetlendirdi.
Olayın olduğu gün Nişantaşı‘nda doktor muaynesine giden ve randevusunun sarkması nedeniyle kızını aradığını ancak telefonuna yanıt verilmemesi üzerine komşusunu aradığını aktaran Gülnur Tuğaltay, olay gününü Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda şöyle anlattı:
“Komşumuzda bizim evin anahtarı vardı, ‘Çağla’ya ulaşamıyorum, banyo mu yapıyor, tuvalette mi? Bir bakar mısın?’ dedim. Sonra komşum bizim eve girmiş, o manzarayla karşılaşmış. Birkaç dakika sonra komşumuzu tekrar aradığımda apartmandan çığlık sesleri geliyordu. Sonunu dinlemedim zaten. Eşimle beraber hemen arabaya atladık, evin oraya geldiğimizde korkunç bir kalabalık vardı. Polisler, insanlar, apartmandakiler… Apartmana koşarak girdik. Ben yukarı çıkamadım, babası çıktı o vaziyette gördü. Evin içinde buzdolabı, gardırop, balkon dahil her yerde adamı aramış ama bulamadık, ondan sonra da hayatım karardı.”
Komşularının telefonda “hemen eve gelin” demesi üzerine apartmana giden Çağla’nın babası Nedim Tuğaltay, kimse kızını yarı çıplak görmesin diye kızının eteğini düzelttiği için olay yerine müdahalede bulundu.
Savcılıkça başlatılan soruşturma kapsamında, bugüne kadar Çağla Tuğaltay’ın erkek arkadaşı ve ağabeyi İlker Tuğaltay da dahil yaklaşık 65 kişinin ifadesi alındı.
Ağabey İlker Tuğaltay ifadesinde cinayet günü üniversite eğitimi almak için yerleştiği Ordu‘da olduğunu söyledi. İlker Tuğaltay katıldığı tv programlarında cinayetin başta kendisine söylenmediğini, anneannesinin öldüğünü bu yüzden acilen İstanbul’a gelmesi gerektiğinin söylendiğini, kardeşinin öldüğünü ise şehirler arası otobüsün radyosundan duyduğunu, bunun üzerine otobüste bir sinir krizi geçirdiğini iddia etti.
ZAMAN AŞIMI DURDURULDU
20 yıldır faili meçhul kalan cinayet dosyası, 5 Haziran 2020’de zaman aşımına uğrayacakken bir gelişme yaşandı. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Faili Meçhul Suçlar Bürosu Savcılığı, geçtiğimiz günlerde cinayetin işlendiği apartmanda olay tarihinde kapıcılık yapan bir kişinin ifadesini aldığı ve bu kişinin kan örneğiyle cinayetten sonra apartmanda bulunan kan ve Çağla’nın tırnağından elde edilen doku örneğinin karşılaştırılmasını istediği öğrenildi.
Bu arada, Çağla Tuğaltay dosyasındaki şüpheliye ait olduğu değerlendirilen DNA örneğinin, emniyetin DNA havuzunda olduğu, emniyete girişi yapılan DNA örnekleriyle her gün karşılaştırıldığı bildirildi.