“`html
T24 Haber Merkezi
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, 30 Haziran’da gerçekleştirilecek olan CHP’nin 38. Olağan Kurultayı öncesinde, ana muhalefet partisi içinde yaşanan ‘mutlak butlan’ tartışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Yalçın, “CHP kurultayları üzerindeki ‘mutlak butlan’ ihtimali, partiyi sardığı iddia edilen ‘mutlak buhran’ın bir yansımasıdır. İçten içe yangın çıkaran CHP, artık her yanı tehdit eden bir durumdadır” şeklinde konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘in Brüksel’deki Avrupa Birliği Konseyi toplantısında yaptığı konuşmalara yanıt veren Yalçın, “Müstemleke hayranı Özgür Özel, İBB merkezli soruşturmayı bahane göstererek Türkiye’yi Batılı devletlere şikayet etmektedir” dedi. Aynı zamanda Yalçın, İBB soruşturması ile ilgili olarak, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Halkın oylarıyla seçilen CHP’liler, ilk önce halkı soyma yoluna gitmiştir. CHP’li yöneticiler, milli kaynakları talan etmiştir. Büyük şehirlerimiz, çeteleşen CHP yönetimleri tarafından sömürülmüştür” değerlendirmesini yaptı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yazılı açıklamasında CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve parti yönetimini eleştirdi. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandığı soruşturma hakkında “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diyen Yalçın, devamında şöyle ifade etti:
“Yine mi aç sırtlanlar kuyruğunu sallıyor?”
“Müstemleke hayranı Özgür Özel, İBB merkezli soruşturmayı bahane olarak gösterip Türkiye’yi Batılı devletlere şikayet ediyor.”
“CHP’li belediyelerde gerçekleşen yolsuzluk iddiaları hala yargıya intikal etmemiş olsa da mevcut durum eski bir atasözünü hatırlatıyor:
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Bu durum ayrıca şu soruyu da getiriyor:
“Aç sırtlanlara kuzu mu emanet etmiştir?”
“CHP, belediyeler üzerinden haksız kazanç sağlamıştır”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi, birçok kamu kurumunun bütçesinden daha fazladır.
Belediyeler, halkın malıdır.
Halkın tercihleriyle seçilen CHP’liler, ilk önce halkı soymaya koyulmuştur.
CHP’li yöneticiler, “Kamunun malı deniz, yağmalamak ayıp olmaz” zihniyetiyle hareket etmiştir.
En büyük belediyeler, çeteleşen CHP yönetimleri tarafından yağmalanmıştır.
İhaleler ve ödemeler üzerinden tırnakçı, cepçi, tırtıkçı düzeneği oluşturulmuştur.
Tabiri caizse CHP, belediyeler aracılığıyla kayıplar vermiştir.
Hortumlanan belediyelerden yayılmaya başlayan kötü kokular, çevreyi de etkilemeye başlamıştır.
Eminiz ki Tevfik Fikret bu durumu görseydi CHP’lilere şöyle seslenirdi:
“Verin zavallı memleket, alın ne varsa, malını”
“Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini, tüm durumunu, bütün hevesini.”
“Ellerine bırakın, düşünmeyin helalini haramını.”
“Yiyin efendiler, bu han-ı iştiha sizin, doyana kadar yiyin!”
“Ne yazık ki belediyeler, yiyenin harman olduğu yer haline gelmiştir”
Kamuoyunda, “CHP yönetimi ne kadar da aç! O kadar yedikleri için hazımsızlıktan kıvranıyorlar” yorumları dolaşmaktadır.
Maalesef CHP’nin aç yöneticileri, belediyeleri koyun gibi soyulacak mal olarak görmektedirler.
Çatlayıncaya kadar yedikleri için partideki çatlaklardan haram akıntıları sızmaya başlamıştır.
Hortumculuk, rüşvet ve ihaleye fesat karıştırma iddiaları hızla yayılmaktadır.
CHP, uzun zamandır “şaibe” kelimesiyle anılmaktadır.
CHP, halk tarafından “Halt Partisi” olarak adlandırılmaya başlanmıştır.
Oysa belediyelerin gelirlerinde masumların hakları bulunmaktadır.
Ayrıca CHP’nin kontrolündeki büyük şehirler, altyapı yatırımları gerektirmektedir.
Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirler, aşırı yağışlarda sel riski ile karşı karşıya kalmaktadır.
İzmir’in durumu içler acısıdır; şehrin Kordon boyu pislik içindedir.
CHP’li yönetimler, temel sorunları çözmek yerine, daha çok bulvar düzenlemelerine, cep doldurmaya ve şatafatla ilgilenmektedirler.
“CHP’de yangın bacayı sarmıştır”
CHP kurultayları hakkında, “mutlak butlan” imkanının dile getirilmesi, partiyi saran “mutlak buhran”ın bir kanıtıdır.
İçten içe yanan CHP’de yangın, artık her yeri tehdit edici bir hal almıştır.
CHP’li belediyelerdeki HARAMİ SİYASETİ, yolsuzluk fırtınaları estirmektedir.
CHP, siyasi arena içinde bir yandan bu yana çalkalanan bir gemi gibidir.
CHP’li belediyelerdeki yolsuzluklardan sızan cerahat, sokaklara yayılmıştır.
Anlaşılan o ki CHP’nin elindeki büyükşehirlerde, modern şehircilik yerine HORTUM MÜHENDİSLİĞİ uygulanmaktadır.
CHP’nin kontrolü altındaki belediyelere döşenen hortumların uzunluğu, Ekvator’u birkaç kez aşacak kadar uzundur.
“Güneş balçıkla sıvanamayacaktır”
CHP yönetici ve sözcüleri, içlerine düştükleri siyasi kirlenmeyi gizlemek için çeşitli ekonomik sorunlar bahane ederek durumu örtmeye çalışmaktadır.
CHP yönetimi, bu yolsuzlukları perdelemeye çalışmakta ve meseleyi siyasi bir kimliğe dönüştürmeye çabalamaktadır.”
CHP’li belediyelerde yaşananların faturası iktidara ve Cumhur İttifakına çıkarılmaktadır.
Oysa CHP’li belediyelerdeki yolsuzlukların hukuki süreçleri iktidarlarla alakalı değildir.
Yargı, görevi gereği işlevini yerine getirmekte, CHP ise gerçeği gizleme çabası içindedir.
Lakin güneş balçıkla sıvanamaz.
Haram siyaseti ve hortumculuğun üzerini örtme çabaları başarısız olacaktır.
CHP’li belediyeler, SGK’ya olan milyarlarca liralık borçlarını ödemediğinin hesabını da vermeye niyetli görünmemektedir.
CHP, milyonlarca emeklinin hakkını ihlal ederken aynı zamanda emeklilerin haklarını savunduğunu iddia etmektedir.
“CHP, hem suçlu hem güçlü”
CHP, muhalefet partisi olmanın ve Türkiye’nin huzurunu sağlamanın gerekliliklerini yerine getirmemektedir.
Hatta suçları destekleyip suçluları teşvik etmektedir.
CHP, suçlarını örtbas etmeye çalışarak, hem güçlü hem de suçluymuş gibi bir tutum sergilemektedir.
CHP sözcüleri, kendi belediyelerindeki yolsuzluk ve itiraflar hakkında tek bir cümle bile kurmamaktadır.
Etkin pişmanlıktan yararlananlar dahi gündeme gelmemektedir.
CHP’nin elindeki belediyelerden her yeni skandal ortaya çıktığında, Özgür Özel öfkesinden çatlamakta ve yine sokaklara yollanmaktadır.
Atatürk’ün koltuğunda oturmuş olmanın sorumluluğunu taşıması gereken Özel, ergen davranışlarıyla dikkat çekmektedir.
Özel’in yargıya parmak sallayıp sokakları karıştırma tehdidinde bulunması ise tam bir çılgınlıktır.
Özgür Özel, yaşı itibarıyla 1980 yılında yaşanan kaotik dönemlerin ağırlığını ve dilini bilmemektedir.
O dönemde Türkiye’nin yaşadığı zorluklarla dolu bir zaman dilimine tanıklık etmemiştir.
Ayrıca, sokak terörünün doğurmuş olduğu ağır sonuçlarla da karşılaşmamıştır.
Yangınlarla oynamaya cesaret etmesi, parmaklarını ruhsatsız tabanca taşıyan bir kabadayı gibi sallaması, bu yüzdendir.
Özgür Özel; sokakları karıştırmanın, CHP’yi, toplumu ve Türkiye’yi nasıl bir karmaşaya sürükleyeceğini hesaplamamaktadır.
MHP ve bizim nesil, 12 Eylül 1980 döneminde sokakları terörize eden komünist ve bölücü militanların saldırıları sonucunda birçok şehit verdi.
On binlerce sivil, terör olayları nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
O yıllardaki sokak terörünün Türkiye’ye olan faturası çok ağırdır.
MHP ve Cumhur İttifakı’nın “Terörsüz Türkiye” hedefi, geçmişte edinilen tecrübelerin güncel siyasete yansımasının bir sonucudur.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, siyasetin sokaklarda değil, meydanlarda yapılması gerektiğini anlamalıdır.
Ne yazık ki Özel, hukukun üstünlüğüne değil, şiddete ve tehditlere dayalı bir tutum sergilemektedir.
CHP yönetimi; benzinle ateşi söndürmeye, kötü kokuları daha fazla yaymaya çalışmaktadır.
Halkın gözünde direnç gösteren CHP yönetiminin, bir de kendilerini millet gibi göstermeye çalışması ise tamamen bir komedi durumudur.
Milletin hakkını yiyerek yine onların arkasına sığınmaya çalışmaları, pespaklığın, yüzsüzlüğün ve edepsizliğin en çirkin halidir.
“CHP, büyük bir camiadır”
Esasen, herkes bu gerçeğin farkındadır.
CHP yönetimini endişelendiren, hesap verme korkusudur.
CHP tabanı, parti yönetiminin savunduğu ayrımcı ve kavgacı politikalar sonucunda rahatsız olmaktadır.
CHP seçmeni, partinin çıkmazından ve gücünün iç çekişmelere harcanmasından kurtulması için sabırla beklemektedir.
CHP yönetimine tavsiyemiz, kaçış stratejilerini bir kenara bırakmalarıdır.
Macera arayışından vazgeçmeleridir.
CHP, özellikle genel başkanlık seviyesindeki tavrını gözden geçirip değiştirmelidir.
CHP’nin yöneticileri, sorumlu ve yapıcı bir üslupla hareket etmeli; sağduyuyu elden bırakmamalıdır.
Ne olur ne olmaz, Özgür Özel de dikkatsizce hareket etmekten kaçınmalıdır.
CHP, büyük bir camiadır.
Bu camia, Özgür Özel’in çocuksu ve intikamcı siyaseti hak etmemektedir.
Millet, hıyanet edilen emanetleri birer birer geri alacak; yetkin olduğu yerlerde ehliyet ve liyakat sahiplerine teslim edecektir.
CHP’nin yönetimindeki belediyeler tarafından mağdur edilen şehirler, yeniden Cumhur İttifakı mensupları tarafından kurtarılacaktır.
Yerel seçimlerde geçici olarak ellerine verilen ince malzemelere el uzatanlar, milli iradeyle yüzleşmek zorunda kalacaklardır.
Suçlular, adaletten kaçamayacaklardır.”
“`
